Çok kısa değinip geçicem. Günlerdir devam eden gezi parkı
olayları hakkında içimde kalan ufak bir şeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle “Gezi Parkı” amaç değildir
arkadaşlar, bunda bi fikir birliği yapalım. Şöyle ki; insanlar meydanlara akın ettikleri ilk günlerde, gezi
parkı için başlatılan eylemin haksız yere dağıtılmasının karşısında durmak amacıyla oradaydılar. Polisler tarafından aynı muameleye maruz kalınca da, içlerinde dizginledikleri ateşi dışa püskürtmeye başladılar. Yani artık “Gezi
Parkı” insanların direnişleri için bir araç haline geldi.
Şahsım adına konuşmam gerekirse;
ben de protestolara katıldım. Sebebi; iyiden iyiye Ata’mızın adının ve izlerinin
silinmeye çalışılması, halka ve halkın Önderi Mustafa Keman Atatürk'e yaptığın hakaretler ( ayyaş, çapulcu vs. işte siz biliyosunuz ), ulusal bir ülke yapısından daha çok, millet millet
bölünmüş bir ülke konumuna getirilmeye çalışılması, doğu, batı, kuzey, güney
fark etmeden insanların kullanılmaya çalışılması ve mağdur siyaseti yaparak
eğitim düzeyi çok aşağıda olan insanların kandırılması. Bu örnekleri
çoğaltabilirim ama meydanlara inerken benim ana temalarım bunlardı.
Peki, sonra ne oldu? Sonra, meydanlarda
bu durumu fırsat bilen yasa dışı zihinler ile ben bir tutuldum. Başbakan
mitinglerde bizi “terörist” olarak gösterdi ve biz de Atamızı, Bayrağımızı ve
bölünmez bütünlüğümüzü korumaya çalıştığımız için artık birer terörist idik.
Orada benimle aynı fikirde olan kişileri size Sagopa Kajmer'in "Trakonya" şarkısında geçen bir diyaloğu ile tasvir etmek isterim. Bize "terörist" diyen zihniyete ince bir cevap niteliğinde olduğunu düşünüyorum. ( Sagopa Kajmer, Yunus Özyavuz'un kullandığı bir mahlastır.)
* Yani Yunusta iki şahsiyet mi var diyorsunuz ?
İki Yunuz;
- İlki yanağına tokadı yeyince ötekini uzatan,
- İkincisi ise bi yanağına tokadı yeyince karşılığını veren Yunus, öyle mi ?
* Hayır, öyle bir ikilikten söz edilemez. Yunus tokat da yemek, tokat da atmaz...!!!
Yani senin kaba kuvvetin bu millete işlemez. Barbarlık gördü diye de ne pusar, ne de kimseye karşılık verir. Ne mi yapar; kitap okur, börek uzatır, karanfil uzatır... Ama yine çok zorlamamak gerekir!
Peki, size şöyle bir
tablo çizsem bana ne dersiniz ?
Sanırım
bundan ötesini tartışmaya da gerek yok. Terörist başı ve uzantısı olan siyasi
toplulukla birebir defalarca görüşmeye oturup halkına terörist diyorsan, ben
senin samimiyetinden şüphe ederim. Kaldı ki zaten ülkemizde samimi bir ortamdan
uzun zamandır söz edilemez. Sadece şu sunmuş olduğum kıyaslamayı yaparak bir
çok sorunun cevabına ulaşabilirsiniz. Zahmet edip okuduğun için teşekkür ederim
Mahmut Abi… ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder