23 Haziran 2013 Pazar

Ben de terörist sayıldım


Çok kısa değinip geçicem. Günlerdir devam eden gezi parkı olayları hakkında içimde kalan ufak bir şeyi sizinle paylaşmak istiyorum.  Öncelikle “Gezi Parkı” amaç değildir arkadaşlar, bunda bi fikir birliği yapalım. Şöyle ki; insanlar meydanlara akın ettikleri ilk günlerde, gezi parkı için başlatılan eylemin haksız yere dağıtılmasının karşısında durmak amacıyla oradaydılar. Polisler tarafından aynı muameleye maruz kalınca da, içlerinde dizginledikleri ateşi dışa püskürtmeye başladılar. Yani artık “Gezi Parkı” insanların direnişleri için bir araç haline geldi. 

Şahsım adına konuşmam gerekirse; ben de protestolara katıldım. Sebebi; iyiden iyiye Ata’mızın adının ve izlerinin silinmeye çalışılması, halka ve halkın Önderi Mustafa Keman Atatürk'e yaptığın hakaretler ( ayyaş, çapulcu vs. işte siz biliyosunuz ), ulusal bir ülke yapısından daha çok, millet millet bölünmüş bir ülke konumuna getirilmeye çalışılması, doğu, batı, kuzey, güney fark etmeden insanların kullanılmaya çalışılması ve mağdur siyaseti yaparak eğitim düzeyi çok aşağıda olan insanların kandırılması. Bu örnekleri çoğaltabilirim ama meydanlara inerken benim ana temalarım bunlardı.

Peki, sonra ne oldu? Sonra, meydanlarda bu durumu fırsat bilen yasa dışı zihinler ile ben bir tutuldum. Başbakan mitinglerde bizi “terörist” olarak gösterdi ve biz de Atamızı, Bayrağımızı ve bölünmez bütünlüğümüzü korumaya çalıştığımız için artık birer terörist idik.

Orada benimle aynı fikirde olan kişileri size Sagopa Kajmer'in "Trakonya" şarkısında geçen bir diyaloğu ile tasvir etmek isterim. Bize "terörist" diyen zihniyete ince bir cevap niteliğinde olduğunu düşünüyorum. ( Sagopa Kajmer, Yunus Özyavuz'un kullandığı bir mahlastır.) 

* Yani Yunusta iki şahsiyet mi var diyorsunuz ?                                                        
       İki Yunuz;                                                                                                      
        - İlki yanağına tokadı yeyince ötekini uzatan,                                                  
        - İkincisi ise bi yanağına tokadı yeyince karşılığını veren Yunus, öyle mi ?         
* Hayır, öyle bir ikilikten söz edilemez. Yunus tokat da yemek, tokat da atmaz...!!! 

Yani senin kaba kuvvetin bu millete işlemez. Barbarlık gördü diye de ne pusar, ne de kimseye karşılık verir. Ne mi yapar; kitap okur, börek uzatır, karanfil uzatır... Ama yine çok zorlamamak gerekir!


Peki, size şöyle bir tablo çizsem bana ne dersiniz ?



Sanırım bundan ötesini tartışmaya da gerek yok. Terörist başı ve uzantısı olan siyasi toplulukla birebir defalarca görüşmeye oturup halkına terörist diyorsan, ben senin samimiyetinden şüphe ederim. Kaldı ki zaten ülkemizde samimi bir ortamdan uzun zamandır söz edilemez. Sadece şu sunmuş olduğum kıyaslamayı yaparak bir çok sorunun cevabına ulaşabilirsiniz. Zahmet edip okuduğun için teşekkür ederim Mahmut Abi… ;)
             





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder