4 Şubat 2015 Çarşamba

Osmanlıcılar ve "Diğerleri"...

Bu fotoğrafa az önce rastladım ve bir kaç kelime yazmaya karar verdim. Daha etraflıca yazmak isterdim. Ama içimdeki kabaran duygular, bu yazıyı planlı olarak yazmamın önüne geçecek kadar alevlendi.

Fotoğraf Yunan'ın İstanbul işgalinden bir kare. Yer Beyoğlu, İstiklal Caddesi. Farkına varabildiniz mi? Osmanlı, ey Osmanlı deyip Atatürk'e çamur atanlar bu karede yoklar. Neden acaba? Özür dilerim, fotoğrafta olmayanlar onların dedeleri! Sanki biz inkar etmişiz gibi!!  Sorarım size, madem siz ve bizden soyutladığınız Ecdat daha yürekli idiniz ve dahi Atatürk çok kötü idi, neden bu kareyi siz bozmadınız ?

Ayrıca bir parantez açmak isterim Türkiye'den önceki devletin resmi adı Osmanlı değil, Devlet-i Aliyye idi.

Bu gün bir çok açıdan Ata'ya taş atılmakta. Mevcutta elimizde parlamenter sistemin kötülendiği bir gündem var. Güya bu sistemi milletimizin başına musallat eden Atatürk imiş! "Atatürk'ün getirdiği sistem bu toplumun dibinde konmuş bir bombadır, başkanlık sistemi bizim için en idealidir, Ecdat da öyle yönetirdi" diyenlere sorarım; Ecdat neden güçsüz kaldı, neden bölündü ve parçalandı da toparlamak Atatürk'e düştü? Demek ki Ecdat da hatalar yapmış, Atatürk de yapmıştır elbette. Bize düşen Ecdat ile kavga etmek değil, iyisi ve kötüsüyle onları yüceltmek ve bu millete bir meş'ale yakmaktır... Parlamenter sistemi kötü bulan ve bunun vebalini Atatürk'e bağlayan kafalara bir soru işareti koymak isterim.

1877 1. Meşrutiyet'in ilanı ile Meclis-i Mebusan'ı ilk kuran Abdülhamit idi. Demek ki evveliyatında bir başka Ecdat varmış. Hemen diyeceksiniz ki "1. Meşrutiyet masonların dayatmasıydı, 2. Meşrutiyeti ilan ettiren İttihatçıların efendileri ise o masonlardı. Atatürk de İttihatçıların bir mensubuydu, e o da masondu!" Siz bugün ki liderinizin bağlı olduğu cemaat nerenin bir koludur bilir misiniz? Bunu bilen ve duyanlar hemen inkara başvurmaktalar. Siz onu inkar ediyorsunuz da Atatürk'ün mason olduğundan ve İngiliz'e satıldığından (!) nasıl adınız gibi emin olabiliyorsunuz?

Sistem demiştik. Tüm sistemlerin elbette açıkları, yararları ve zararları vardır. Parlamenter sistem de bunlardan biridir. Lakin sanmayın ki başkanlık sisteminin de açıkları ya da zararları yoktur. Bu oldukça geniş kapsamlı bir konu.

Diyeceğim şudur ki; Atatürk ile kavga eden bu nesil bir kere daha oturup düşünmelidir. Atatürk'ten sonraki Chp'nin "marifetlerini" bir kırbaç gibi Ata'ya savurmak insafsızlıktır. Atatürk'ün kurduğu Chp milliyetçi bir sistem ekseninde yürür iken ondan sonra ise çok başka yönlere kaymıştır. Şu günlerde Chp'nin tüm suçu kurucu başkana yıkılmaktadır. Bu AkP'nin ileri bir tarihte sözüm ona iyi yoldan kötü yola saptığında tüm suçun R.T. Erdoğan'a yıkılmasıyla aynı mantıktır. Şimdi "eskiyi" suçlayan "yeniyi" savunuyor değil mi ? Peki, "yeni" olanın ilerideki kaderi ne yöndedir bunu bilebilir misiniz? Ya da bugün doğru sanılan her şey ileride yargılanabilir, bunu kim bilebilir ?

Biz dün ile kavgayı bir kenara bırakıp yarına bakmalıyız. Ayrışmamalı, kaynaşmalıyız. Önce siz yaratılanı Yaratandan ötürü seve bilin de ondan sonra geri kalan her şey çözülür. Hayata siyasi partiler üzerinden bakmamanızı öneririm, aksi halde bir gün size de bakılır, ötekileştirilirsiniz....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder