3 Şubat 2015 Salı

Yeniden...

Merhaba Sayın blog okurlarım, eğer hala varsanız. Oldukça uzun zaman geçti yazmayalı, bıraktım yazılarla konuşmayı, satırların arasına kendimden virgüller atmayı. Ama fark ettim ki yazmadıkça olmuyor, bazı şeyler yarım kalıyor, içeride hapsedilmiş ve susturulmuş. Yazmalı bazen, esasında çoğu zaman.

Artık tekrar sahalara geri dönüyorum. Ben yok iken ne oldu diye merak ediyorsanız size bir şarkı ile cevap vererek uzun zaman sonraki ilk yazıma son verim diyorum. Hem, her yazımdan sonra yaptığım şarkı tanıtımım ile blog ritüelimi devam ettirmiş oluruz :)

Bugün size tanıtacağım şarkı "Still got the blues", yani; "Hala hüzünlüyüm."
Orijininde Gary Moore eseri olan şarkıyı en çok hayranı olduğum Eric Abimden dinlemeyi sevdiğim için ondan dinleteceğim. Aslını itiraf etmek gerekirse asıl versiyonu daha güzeldir, ama ben benim için en iyisini size dinleteceğim. Eric abim versiyonunu daha bi sevmemin nedeni şarkıyı daha soft yapmış olması. Gary abimiz yine hard rock tınısını hissettirdiği için onu pek tasvip edemiyorum, şarkının bana hissettirdiği ile ters orantıda bir tını..:)

Şarkının hikayesi de şöyledir; Gary abim hard rock yapmaktan vazgeçip blues tarzına yönelmek ister, uzun zaman önce aldığı ve bir köşeye attığı blues gitarıyla stüdyoya girdiği ilk gün bu şarkıyı yazar. yanlış hatırlamıyorsam bu şarkıdan sonra o gitara yaptığı haksızlıktan dolayı pişmanlığını o gün hissettiğini belirtmiştir. (Araştırılabilirdi, ama araştırmadım)

Şarkının sözlerinden bahsedersek eğer, yok yahu, bahsetmeyelim. Okuyun, dinleyin ve hissedin.


(SÖZLER İNGİLİZCE OLDUĞUNDAN TÜRKÇEYE ÇEVİRİSİNDE AKIŞ UYUMSUZ OLABİLİR, ÇEVİRİDEN DEĞİL DİL FARKLILIKLARINDAN)

STILL GOT THE BLUES | HALA HÜZÜNLÜYÜM

It used to be so easy to give my heart away | Kalbimi vermek çok kolaydı
I found out the hard way | Zor olan yolunu öğrendim
There's a price I have to pay | Ödemem gereken bir bedel vardı
I found in that love's no friend of mine | Aşkın dostum olmadığını fark ettim
I should have known better time after time | Bunu çok zaman önce anlamış olmam gerekirdi


It was so long, so long ago | Çok ama çok zaman önceydi
But I've still got the blues for you | Ama senin için hala hüzünlüyüm



It used to be so easy to fall in love again | Yeniden aşık olmak çok kolaydı
I found out the hard way | Zor olan yolunu öğrendim
It's a road that leads to pain | Ucu acıya çıkan bir yol
I found in that love was more than just a game | Aşkın bir oyundan ibaret olmadığını fark ettim
I was playin' to win | Kazanmaya oynuyordum
But losin' just the same | Ama aynı şeyi kaybediyordum


It was so long, so long ago | Çok ama çok zaman önceydi
But I've still got the blues for you | Ama senin için hala hüzünlüyüm




So many years since I've seen your face | Yüzünü göreli beri uzun yıllar geçti
Here in my heart there's an empty space | Burada, kalbimde bir boşluk var
Where you used to be | Bir zamanlar olduğun yerde



Well, it was so long, so long ago | Çok ama çok zaman önceydi
But I've still got the blues for you | Ama senin için hala hüzünlüyüm



Though the days come and go | Gelip geçen günlere rağmen
There is one thing I know | Öğrendiğim tek bir şey var
I've still got the blues for you | Senin için hala hüzünlüyüm.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder